
BLOG YAZILARI

E-Ticaret ile E-Pazarlama’nın Evliliği
Tarihçi Peter Watson’a göre uzun mesafeli ticaret ilk olarak 150 bin yıl önce başladı. O zamandan bu güne geçen dönemde ürünler bir yana, iletişim yöntemleri, ödeme sistemleri ve kargo sistemleri “bir miktar” değişti tabii :) İlgi çekici bir konu olmakla birlikte bu yazımda 150 bin yıllık dönemin ticari tarihçesinden bahsetmeyeceğim. Size onu yerine bir aşk hikayesi anlatacağım. Bize göre uzun ama ticaret tarihine göre çok çok daha kısa bir dönemdir hayatımızda olan ticaretin e-‘li versiyonu ile 15. yüzyılda hayatımıza giren “pazarlama” kavramının 1990’lı yıllarda aldığı yeni e- halinin evliliği bu yazıdaki konumuz.

Sağlık Alanında Teknoloji Eğilimleri
Bir tarafta gittikçe daha taşınabilir hale gelen, hatta giyilebilir olan 21. yüzyıl teknolojileri, diğer tarafta bu teknolojileri daha sosyal hale getiren internet gelişimleri… Günümüz ve gelecek teknolojilerinin günlük hayatımıza, iş hayatımıza etkisini konuşuyoruz, tartışıyoruz bolca. Peki sağlık alanında bütün bu yeniliklerin getirdikleri neler? Sağlıkta teknolojiyi birçok farklı açıdan ele almak mümkün. Ben bu yazımda konuya üç başlık altında bakacağım.

Viral Olmak Ya Da Olmamak
“Viral” kavramı aslında güzel şeyler çağrıştırmamakta. Sağlık alanında ve bilgisayar platformlarında, isteğimiz dışında yayılan viruslere gönderme yapan “viral” kavramı, pazarlama dünyasında tam tersi olumlu, talep edilen bir davranış olarak karşımıza çıkıyor. Virüs yayılması anlamındaki “viral” ile, pazarlamadaki “viral” kavramlarının tek ortak noktası kontrolümüz dışında gerçekleşen bir yayılmaya işaret etmesi... Yazının devamı: http://shiftdelete.net/viral-olmak-ya-da-olmamak-53896

Yeni Kişisel Asistanınız… Telefonunuz
Elimizden ayıramadığımız, yanımızda olmadığında veya beklenmedik bir anda şarjı tükendiğinde panik olduğumuz telefonlarımız. Hayatımızda bu kadar önemli yer tutan telefonları sadece “bir iletişim aracı” olarak tanımlamak haksızlık olacaktır. Gittikçe akıllanan, akıllandıkça günlük hayatımızın daha da vazgeçilmezi olan telefonlarımız bizi tanıyan, anlayan, yol gösteren asistanlarımız olma yolunda. Daha o noktaya geldiler mi? Bizi yakın gelecekte daha neler bekliyor?... Gelin bir bakalım...

Sosyal Medya ile CRM’in Buluştuğu Nokta... Social CRM
Müşteri ilişkileri yakın bir dönem içinde büyük değişim gösterdi. Talebin arzdan yüksek olduğu, rekabetin düşük olduğu 1920’li yıllarda markaların eli güçlüydü. Pazarın ihtiyacını, piyasa şartlarını, üreticilerin belirlediği dönemde marka iletişiminin ihtiyaç ve kuralları çok farklıydı. O dönemi en iyi Henry Ford’un ünlü sözü özetler, “Siyah olduğu sürece istediğiniz rengi alabilirsiniz”.
Günümüze geldiğimizde, çok daha bilinçli, ne istediğini bilen, araştıran, sorgulayan yeni bir toplum karşımıza çıkıyor ve bunun yanı sıra artan rekabet ile de müşterilerin talep ve ihtiyaçlarının pazarı şekillendirmeye başladığını görüyoruz. Bu değişim müşteri memnuniyetinin daha ön plana çıkmasına, rekabetin itici gücü ile gelişimin hızlanmasına ve sonuç olarak çok daha sağlıklı bir ekonomiye ortam sağlıyor.

Eğitimde Dijitalleşme
1980 yılından önce doğanlar, yani X kuşağı, öğretim hayatlarının ilk dönemlerini ansiklopedilerin başında ve kütüphanelerde kitapların arasında geçirdi. Hatta o dönemler ansiklopedi dendiğinde hepimizin ilk aklına gelen bir isim vardı... Meydan Larousse
Ödev verildiğinde herkesin başvurduğu bilgi kaynakları birçok zaman aynı ansiklopedi veya kütüphanede bulunan konu ile ilgili kısıtlı sayıda kaynaklardı. Çoğu zaman ödevlerde aynı cümlelerin, paragrafların kullanılması kaçınılmaz olurdu. O kısıtlı kaynakların arasında bir dünya yaratmaya çalışırdık elimizde kağıt ve kalem ile. Kim tahmin ederdi ki o zamanlar dünyanın bilgisinin elimizin altında olabileceğini veya kağıt kalem olmadan ödev hazırlanabilen günlerin geleceğini.

KOBİ’ler için Dijital Pazarlama Stratejileri
Pazarlamanın gurularından Al Ries ve Jack Trout, Pazarlamanın 22 Değişmez Kuralı kitaplarında, pazarlamayı bir algı savaşı olarak tanımlar. İyi bir ürün, doğru hedef kitle ve güçlü iletişim oyunun kurallarıdır, ama nihai hedef müşterinin zihninde oluşan marka algısını güçlendirmektir. Benzer bir şekilde tanınmış bir marka tasarım uzmanı olan Walter Landor, marka olgusunu tanımlarken şöyle der, “Ürün fabrikada yapılır, ama marka zihinde oluşur.” Bu kitaplar yazılalı, sözler söyleneli yirmi yıldan fazla zaman geçti ve bu süre zarfında “marka” kavramı ve marka değerini oluşturan yapıtaşları değişmedi; ama değişen önemli bir şey var ki, o da dijitalin hayatımıza girmesi ile farklı bir kılığa bürünen marka iletişim araçları.

Giyilebilir Teknolojiler
Bir yaşam döngüsü içerisinde görülen teknolojik gelişmelere insan her geçen gün daha da şaşırmadan edemiyor… 1943 yılında $500.000 maliyetle üretilen ilk bilgisayarın ağırlığı 30 tondu. 30 metre uzunluğu ve 2.4 metre yüksekliği ile 167 metrekare bir alanı kaplıyordu. 1969 yılında Apollo 11’in 356.000 km. uzaktaki aya gidip geri dönmesini sağlayan bilgisayar 64 Kbyte belleğe ve 0,043 Mhz işlemciye sahipti. Bugün birçoğumuzun cebinde taşıdığı, yanından bir dakika bile ayırmadığı o küçük ekranlı dostlarımız, Apollo 11’i aya götürüp getiren bilgisayardan binlerce kat daha güçlü ve yüksek kapasiteli.

Sayısal Kimlik
(BThaber gazetesinde yayınlanan yazım: http://www.bthaber.com/sayisal-kimlik/) Yıl 1996. Türkiye turuna çıkıyoruz. Rotamız farklı bölgelerde 8 ayrı şehir. Şirketten 4-5 kişilik bir ekip, gittiğimiz şehirlerde sabah bir üniversiteyi ziyaret ediyor, öğleden sonra da o şehrin KOBİ’lerine yönelik etkinlikler yapıyoruz. Tüm sunumlarda üzerine bastırarak verdiğimiz önemli bir mesaj var: “İletişim şekil değiştirecek. Bir gün hepinizin kartvizitlerinde bir e-posta adresiniz olacak.” Tabii o zamanlar bu kavram daha çok uzak. Tüm kurumların iç ve dış temel iletişimlerinin çoğunu e-posta üzerinde döndürdüğü bir dünya o zaman çok da yakın gözükmüyor.

Dijital Dünyanın Yarattığı C Jenerasyonu
Dijital dünyayı ilerleyen yaşlarda tanıyan X jenerasyonu, dijital devrimin içinde büyüyen Y jenerasyonu ve dijital teknolojiler olmadan önce yaşamanın nasıl olduğunu hayal edemeyecek olan Z jenerasyonu. Pazarlamadan konuşurken, sosyal davranışları incelerken, teknolojiyi ne kadar sevdiğimizi veya ne kadar nefret ettiğimizi anlatırken sığınılan kavramlar. Artık “X”, “Y” ve “Z” jenerasyonlarının yanına bir de “C” geldi. Diğer üç jenerasyonu çaprazlamasına kesen, yaş veya demografik kriterlerden çok, ilgileri, yaklaşımları, inandıkları değerler ve yaşam biçimleri ile ayrışan bir jenerasyon. Haftanın 7 günü 24 saat birbirine bağlı, dijital iletişimi yaşam döngüsüne tam olarak entegre etmiş, teknolojiye hakim bir kitle.