DİJİTAL DÖNÜŞÜM, TEKNOLOJİ TRENDLERİ ve KURUMSAL ÇEVİKLİK

İNOVASYON VE YARATICILIĞI TETİKLEMEK

DİJİTAL ÇAĞDA YENİ NESİL PAZARLAMA

MÜŞTERİ DENEYİMİNİN ŞİFRELERİ

YAPAY ZEKA ILE GELECEK NASIL ŞEKİLLENECEK

CESUR YENİ DÜNYA: CRYPTO, BLOCKCHAIN, METAVERSE

YENİ NESİL LİDERLİK VE EKİP YÖNETİMİ

ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ

DİJİTAL DÖNÜŞÜM, TEKNOLOJİ TRENDLERİ ve KURUMSAL ÇEVİKLİK

İçinde bulunduğumuz dönemi en iyi tanımlayan kavram VUCA. İlk kez 1987 yılında ortaya atılmış VUCA kavramı Volatility (Dalgalanma), Uncertainty (Belirsizlik), Complexity (Karmaşıklık) ve Ambiguity (Kararsızlık) kelimelerinin ilk harflerinden oluşuyor. Böyle bir dönemde, şirketlerin rekabetçi kalabilmesi, ancak hızla değişen trendleri yakından takip ederek ve Kurumsal Çeviklikle bu değişimlere ayak uydurararak mümkün olabilir. Hatta ayak uydurmanın da ötesinde, bu değişime öncülük edenlerin arasında yer almak gerekir.

İlk Internet sayfasının yaratıldığı 1991 yılından bu yana 30 seneden biraz fazla zaman geçti. Tek bir web sayfası ile başlayan bu yolculukta, geldiğimiz noktada, Bulut Bilişim, Büyük Veri, Nesnelerin Interneti, Yapay Zeka, Arttırılmış Gerçeklik, Sanal Gerçeklik, Metaverse, Crypto, Blockchain, Robotlar, Sesli Asistanlar, Tam Otomasyon, 5G ve daha birçok teknolojiyi konuşur hale geldik. Birbirinden çok bağımsız gibi duran bu teknolojiler aslında bir arada Dijital Dönüşüm hikayesini oluşturuyorlar. Yanıtlanması gereken sorular… Tüm çalışanlarınız tüm bu kavramlamlara hakim mi? Bütün bunlar sizin için ne ifade ediyor ve etmesi gerekiyor? Sizin hikayenizde Dijital Dönüşümün yeri ne?

Bu resimde sadece teknolojiyi değil şirket kültürünü de konuşmak gerekli. Hangi çalışanlar, hangi yetkinlikler, hangi süreçler dijital dönüşüm yarışında rekabetçi olmanızı sağlar ve size değişimin kapılarını aralar? Değişimi doğru yönetmek ve tüm çalışanları bu sürecin bir parçası haline getirmek… Bunlar Kurumsal Çevikliğin vazgeçilmez parçaları.

Teknoloji, Trendler, Dijital Dönüşüm, Kurumsal Çeviklik ve bu yolculuğun içinde siz… İşte birlikte konuşacaklarımız.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM, TEKNOLOJİ TRENDLERİ ve KURUMSAL ÇEVİKLİK


İNOVASYON ve YARATICILIĞI TETİKLEMEK

Bir araştırmaya göre insanların %72’si duş alırken daha yaratıcı oluyormuş :) Eee o zaman tüm şirketlerde gün içinde duş seansları mı yapmak lazım? Belki… ancak daha iyi yöntemler de var.

Hızla değişen bir dünyada, değişmeden varolmak mümkün değil. Sadece değişimi yakalamak da değil, o değişimde aktif rol oynamak - hatta daha da iyisi değişime öncülük etmek - bu ayakta kalabilmek için artık bir vazgeçilmez.

İster birey olarak, ister şirket olarak bakın bu konuya… Çevrenizdekilerin arasında parlamak ile parlayanların arasında yok olup gitmek arasında artık ince bir çizgi var. Bunu başarmanın ön şartı da, yaratıcılık ve inovasyon kasını, ya da farklı bir deyimle, yetkinliğini ve kültürünü geliştirmek.

Herkes yaratıcı olabilir mi? Asrın sorusu :) Bu sorunun yanıtı kesinlikle evet. Önemli olan herkesin sahip olduğu bu kası nasıl harekete geçirebileceğinizi bilmek ve bunu önceliklendirmek. Yaratıcı olmak, pozitif değişim getirecek fikirleri bulabilmek, zihnimizde oluşan bu fikirlerin en iyilerini, bir asit testi yöntemiyle, aralarından çekip çıkarabilmek ve bu fikirleri destek ve yatırım bulacak şekilde başkalarıyla paylaşabilmek. Doğru yaklaşım ve yöntemlerle, yaratıcılığınızı ve inovasyon yetkinliğinizi tetikleyebilirsiniz.

Tabii bu iş sadece bireylerle bitmiyor. Bu yaratıcı fikirlerin uygulamaya geçebilmesi, fikir aşamasından bir inovasyona dönüşebilmesi, ancak şirket geneline inovasyon kültürünün yayılması ile mümkün olabilir. Nedir bu inovasyon kültürü denen şey ve onu bir kavramdan bir çalışma şekline, bir sürece nasıl çevirebilirsiniz? Birey, ekip ve şirket seviyesinde yaratıcılığı nasıl tetikleyebilirsiniz ve inovatif bir şirket olma yolunda emin adımlarla nasıl ilerleyebilirsiniz?…

Gelin yaratıcılık ve inovasyonun kodlarını birlikte kıralım.

İNOVASYON ve YARATICILIĞI TETİKLEMEK


DİJİTAL ÇAĞDA YENİ NESİL PAZARLAMA

İlk internet banner reklamının yayınlandığı tarih 1994. AT&T firmasının verdiği o reklam 3 ay yayında kaldı ve eriştiği CTR (yani tıklanma oranı) %44’dü. Yani reklamı gören her 100 kişiden 44’ü ilgilenip tıkladı. Bu o kadar yüksek bir geri dönüş oranı ki… Referans olarak bakmak gerekirse bugün banner reklamların tıklanma oranları ortalama %0.1’in altında. Peki bu, dijital pazarlamanın etkisini yitirdiği anlamına mı geliyor? Tabii ki kesinlikle hayır. Sadece günümüzün çılgın reklam kirliliği arasında, veri odaklı, performans odaklı, mikro hedefleme odaklı yaklaşımlarla, müşteriyi doğru zamanda, doğru yerde ve doğru mesajla yakalamanın öneminin daha da arttığını gösteriyor.

Yazılı ve statik görselli reklamlarla başlayan o yolculuk bugün etkileşimli reklamlarla, yapay zeka hedeflemeli reklamlarla, üç boyutlu reklamlarla, Metaverse reklamlarıyla ve daha bir çok yeni reklam formatıyla yeni bir şekle bürünmüş durumda. Pazarlamacıların işi artık daha zor, ama aynı zamanda da daha heyecan verici. 2022 yılında global olarak dijital reklam harcamasının 600 Milyar Dolara yakın olması ve şirketlerin, reklam bütçelerinin ortalama %66’sını dijital kanallara ayırması bekleniyor (Statista, 2021)

Size en çok müşteri getirecek dijital iletişim kanallarını, verinin kullanımı - mikro hedefleme - pazarlamada otomasyon - davranışsal pazarlama - influencer pazarlaması - metaverse ve daha birçok yeni nesil pazarlama yaklaşımını ve trendlerini duymak, öğrenmek, anlamak ve planlara dahil etmek için bir araya gelelim. Dijital Çağda Yeni Nesil Pazarlama’yı birlikte konuşalım.

DİJİTAL ÇAĞDA YENİ NESİL PAZARLAMA


MÜŞTERİ DENEYİMİNİN ŞİFRELERİ

Yeni bir müşteri edinme maliyeti, mevcut bir müşteriyi elde tutma maliyetinin 25 katına kadar çıkabiliyor ve üç müşteriden biri ilk kötü deneyimimde markayı terk ederim diyor. Bu veriler büyümenin ve sürdürülebilirliğin ön şartlarını gözler önüne seriyor - müşteri deneyimini iyileştirmek, müşteri sadakatini arttırmak ve marka elçileriniz olacak mutlu müşteriler yaratmak…

Peki nasıl? Rekabetin bu kadar yüksek olduğu, müşteri beklenti ve yolculuklarının bu kadar hızlı değiştiği, marka sadakatinin en düşük seviyelere inmeye başladığı bir dönemde bunu nasıl başaracağız?

Pazar analizi yapıyorsunuz, ama müşterinizi gerçekten tanıyor musunuz? 360 derece iletişim kanallarını aktive ediyorsunuz, ama müşteriler sizi dinliyor mu biliyor musunuz? Müşterilerinizle etkileşim kurmaya çalışıyorsunuz, ama onların yolculuğu sizin tahmin ettiğiniz rotadan geçiyor mu, emin misiniz?

Hedef kitlenin belirlenmesi, müşteri yolculuğu haritasının çıkarılması, iletişim kanallarının belirlenmesi, marka mesajının oluşturulması ve müşteri memnuniyetinin ölçülmesi temel adımları halen değişmiş değil… ancak, hedef kitlenize artık müşteri segmentleri değil bireyler olarak bakmanın zamanı geldi. Bu da aynı adımları farklı araç ve yaklaşımlarla ele almayı gerektiriyor.

Müşteri deneyimi ile müşteri memnuniyetini ayıran ince bir çizgi var. Gelin, müşteri yolculuğunun aşamalarını, temas noktalarını, omni-channel yaklaşımını, yapay zeka ile müşteri iletişimini, yani mutlu müşteri deneyiminin şifrelerini birlikte konuşalım.

MÜŞTERİ DENEYİMİNİN ŞİFRELERİ


YAPAY ZEKA İLE GELECEK NASIL ŞEKİLLENECEK

Yapay Zeka’nın gittikçe daha da akıllandığı, kendini geliştirdiği, her alanda kendine iş edindiği, bir insandan daha hatasız ve daha verimli çalışabildiği ve çoğu zaman da geleceği bir insandan daha iyi öngörebildiği bir dünyada Yapay Zeka bizler için bir fırsat mıdır, yoksa bir risk mi? Yapay Zeka ile bizi bekleyen gelecek bir Ütopya mıdır, yoksa Distopya mı?

Bu soruların yanıtlarını verebilmek için terazinin iki tarafına da detaylıca bakmak ve bu dünyanın makina öğrenimi, derin öğrenim, algoritma, görüntü işleme, NLP (yani doğal dil işleme), RPA (yani robotik süreç otomasyonu) gibi teknolojilerini de iyi anlamak gerekir. Ancak bu şekilde Yapay Zeka’nın gücünü ve sınırlarını kavramak mümkün olur.

Yapay Zeka, iş süreçlerimize çeşitli alanlarda katkı sağlamakta. Sürekli tekrar eden işlerin otomasyonu, süreçlerin optimizasyonu, kontrol mekanizmaları ile hatasız süreçler, akıllı teknolojiler sayesinde kişiselleştirilmiş etkin iletişim, büyük veri analizi ile gelecek öngörüleri ve kişisel güvenlik başta olmak üzere daha birçok alanda Yapay Zeka iş süreçlerimizin içine entegre edilmiş durumda. Departman olarak baktığımızda da Pazarlama, Satış, İnsan Kaynakları, Finans, Müşteri Destek, Operasyon ve diğer tüm departmanlarda Yapay Zeka’nın artan bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Yapay Zeka hiç yorulmadan size yardımcı olmaya hazır, yeter ki siz ihtiyaçlarınızı iyi belirleyin ve Yapay Zeka’yı doğru yönlendirin.

Kendinize şu soruları sormanız gerekli… Yapay zekadan yeterince faydalanabiliyor musunuz? Yapay Zeka hangi alanlarda size daha fazla fayda sağlayabilir? Bu değişimin neresinde olmalısınız? Siz mi Yapay Zeka’yı kontrol ediyoruz, yoksa Yapay Zeka mı sizi kontrol ediyor?

Temel olarak Yapay Zeka ile geleceğinizin nasıl şekillenmesini istiyorsunuz? Karar sizin… yöntemlerini ise gelin birlikte konuşalım.

YAPAY ZEKA İLE GELECEK NASIL ŞEKİLLENECEK


CESUR YENİ DÜNYA: CRYPTO, BLOCKCHAIN, METAVERSE

Bildiğimiz, alıştığımız, inandığımız gerçekler her geçen gün sorgulanır hale geldi. Bugün, dündeki gibi yaşamak; yarın bugündeki gibi yaşamak artık mümkün değil. Bu çılgın değişimi takip etmek, anlamak, sindirmek, uygulamak isterken altımızdan halı bir daha çekiliyor ve oyunun kuralları yeniden belirleniyor.

Crypto - para anlayışını, para sistemini sorgulattıran, ortaya çıktığı 2009 yılından beri bölünüp çoğalıp binlerce farklı isim ve yapıda karşımıza çıkan, değişmez kurallar üzerine kurulu görünen finans dünyasınını bile DeFi (yani Merkeziyetsiz Finans) yaklaşımlarıyla düşündürten bir yapı. Crypto paralar hayatımızda yer almaya devam edecek mi? Regülasyon olmayan bir ortamda crypto paralar yaşayabilir mi? Kontrol altına alınırsa, crypto para anlamını yitirir mi?

Blockchain - en basit tanımı ile herhangi bir merkez ya da otoriteye ihtiyaç duyulmadan, verilerin dağıtık olarak saklanabildiği bir kayıt teknolojisi. Ancak onun da ötesinde, sadece crypto para değil, birçok uygulamanın merkezi kontrol olmadan, otonom bir şekilde üzerinde çalışabileceği bir ağ yapısı. Mevcut sistemleri ve alıştığımız kurumların varlığını sorgulatacak bir platform. Blockchain, söylendiği gibi geleceğin internet’i olabilecek mi?

Metaverse - gerçek dünyanın bir dijital ya da sanal yansıması. Bireyler için yeni bir dünya, yeni bir yaşam alanı, yeni bir kimlik, yeni bir gerçeklik… Kurumlar için yeni bir iletişim kanalı, yeni bir satış ve pazarlama sahası… Acaba gereksiz bir heyecan mı? 1992’de bir bilim kurgu kitabında gündeme gelip unutulan, 2003 yılında Second Life oyunu ile markaların içinde yer almak için çabaladığı/yatırım yaptığı ancak sonra tamamen gündemden düşen Metaverse, yine geçici bir trend mi olacak, yoksa hayatımızın vazgeçilmez bir uzantısı halini mi alacak? Eğer varlığını sürdürecekse, hangi etik kurallar bu dünyayı yönetecek?

Crypto, Blockchain, Metaverse - zihinlerde yarattıkları soruların yanıtlarını kimse daha tam olarak bilmiyor… Gelin beraber bu teknolojileri teraziye koyalım… bize yeni bir dünya mı sunuyorlar, yoksa unutulup gidecek çılgın hayaller mi? İşte bu zihin açıcı tartışmada konuşacaklarımız…

CESUR YENİ DÜNYA: CRYPTO, BLOCKCHAIN, METAVERSE


YENİ NESİL LİDERLİK ve EKİP YÖNETİMİ

İyi bir liderin özellikleri nelerdir? Bu sorunun yanıtı, 20 yıl öncesinin liderlik özellikleri ile karşılaştırdığımızda acaba değişti mi? Ya da ne kadar değişti? Liderliğin gerekli temel yetkinlikleri belki hala geçerliliğini korurken, sadece o yetkinlikler, günümüzün bambaşka beklentileri olan yeni jenerasyonunu yönetmeye, pozisyon ve şirket rotasyonlarının bu kadar arttığı bir dönemde sürdürülebilirliği sağlamaya veya dijital dönüşüm, inovasyon kültürü, çevik organizasyonlar gibi gündem maddelerinin olduğu bir şirkete liderlik etmeye yeterli mi?

Başarılı bir film düşünün. Gişe hasılatları kıracak, ödülleri toplayacak ve uzun yıllar hatırlanacak bir filmin başarısı, iyi bir senaryoya, güçlü bir oyuncu kadrosuna, tecrübeli ve etkili bir yönetmene ve yaratıcı bakış açılarına bağlıdır. Benzer şekilde bir şirketin başarısı, sağlam bir vizyon ve stratejiye (yani senaryoya), yetkin - tecrübeli - uyumlu - motivasyonu yüksek bir ekibe (yani oyuncu kadrosuna), sağlam vizyonu olan ve tüm şirketi bu vizyona doğru koşturabilecek bir lidere (yani yönetmene), ve inovasyon kültürüne (yani yaratıcılığa) bağlıdır.

Artık işe alım süreçlerinde tecrübelerden çok yetkinlikler ön plana çıkıyor, otorite kurmanın yerini takipçiler yaratmak için güven oluşturmak alıyor, yapılanı söylemek yerine mentorluk ve koçluk yaklaşımlarıyla yön vermek çalışan verimini arttırıyor, performans odaklı yönetim liderliğin uzak bir uzantısı olmaktan çıkıp yeni nesil liderliğin merkezine oturuyor, çalışan motivasyonu ve birlikte büyüme kavramları iç içe geçiyor, tek tarz yönetim yaklaşımları esnek liderlik potasında yoğruluyor.

Yöneticilikten Liderliğe, Liderlikten Yeni Nesil Liderliğe giden bu yolda nelere odaklanmalı? Güçlü bir ekibi nasıl kurarsınız, nasıl yol gösterirsiniz, nasıl motive edersiniz, nasıl daha iyi olmalarını sağlarsınız? Şirket, ekip, siz bir bütün olarak büyümeyi nasıl başarabilirsiniz? Yeni nesil liderliğin sırlarını birlikte açığa çıkaralım.

YENİ NESİL LİDERLİK ve EKİP YÖNETİMİ


ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ

Dünyada en çok korkulan 10 şey listesinin başlarında topluluk önünde konuşmak geliyor. “Söz sizde” denildiği anda o sözlerin tamamının unutulma korkusu, söylenen sözlerinizin istediğiniz etkiyi yaratmayacağı korkusu, “kim ne düşünüyor” kaygısının her şeyin önüne geçeceği korkusu, çok konuşma korkusu ve aynı zamanda da sessizlik korkusu ve bunlar gibi daha bir çok tedirginlikler, “topluluk önünde konuşmayı” bu listenin üstlerine çıkarıyor.

Kurumsal sunumlardan, arkadaşlarla sosyal buluşmalara kadar her ortamda kendini iyi ifade edebilmek, mesajını karşı tarafa net ve etkili bir şekilde aktarabilmek, neyi söyleyeceğini nasıl söyleyeceğini en optimum seviyede belirlemek, içerikten sahne hazırlığına - sahne hazırlığından ses tonuna - ses tonundan vücut diline kadar her detayda bütünsel olarak hazır olabilmek ve sahneye çıktığın anda da en kendine güvenir şekilde “SEN” olabilmek.

Profesyonel bir tenisçi tüm teknikleri, olabilecek en ideal haliyle defalarca tekrarlar, yılmadan çalışır, kendisini izler, hatalarını giderir, kendisinin olabilecek en iyi versiyonuna ulaşmak için çabalar. Sahaya çıktığı anda ise bütün o detayları zihninin bir kenarına park eder ve artık detaylarda kaybolmadan, en doğal haliyle, o refleks haline gelmiş teknikleri uygular. Etkili sunum teknikleri de aynı şekilde çok iyi bir hazırlığı, teknikleri bir kas hafızası haline getirmeyi ve nefes teknikleri ile kendinizi rahatlatıp sahneye çıktığınız anda da, öğrenilmiş tekniklerle doğallığınızın bir karmasını yansıtmayı gerektirir.

Etkili Sunum Teknikleri, ister sosyal hayatınızda bir birey olarak, ister kurumsal dünyada br çalışan olarak herkesin geliştirmesi gereken bir kas, bir yetkinlik. Bu işin hassas noktalarını, ipuçlarını, bugüne kadar yaptığım binlerce sunumdan edindiğim en önemli tecrübeleri paylaşmak benden, bu dinlediklerinizin bolca pratiğini yapıp güven dolu, güçlü, etkili sunumlar yapmak sizden.

ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ