Yeni Kişisel Asistanınız… Telefonunuz

(Digital Age dergisi 2014 Temmuz ayı sayısında yayınlanan yazım)

Elimizden ayıramadığımız, yanımızda olmadığında veya beklenmedik bir anda şarjı tükendiğinde panik olduğumuz telefonlarımız. Hayatımızda bu kadar önemli yer tutan telefonları sadece “bir iletişim aracı” olarak tanımlamak haksızlık olacaktır. Gittikçe akıllanan, akıllandıkça günlük hayatımızın daha da vazgeçilmezi olan telefonlarımız bizi tanıyan, anlayan, yol gösteren asistanlarımız olma yolunda. Daha o noktaya geldiler mi? Bizi yakın gelecekte daha neler bekliyor?... Gelin bir bakalım...

Öncelikle “akıllı telefon” kavramını irdeleyelim. Bu tanım, en basit anlatım ile, internet erişimi sağlayan ve uygulamalar ile yeteneklerini geliştirebilen telefonlar için kullanılmakta. Günümüzde bilgisayar satışları yavaşlarken, başta akıllı telefonlar olmak üzere, mobil cihazların satışları büyük hızla artmakta. Bilgiye erişimde artık temel aracımız akıllı telefonlar. Peki telefonlar daha yeterince akıllı mı? Sizi ne kadar anlıyorlar?

“Anlamak” dendiğinde akla ilk gelen, telefonunuzun sizin söylediklerinizi anlayabiliyor olması. iPhone cihazlarındaki Siri uygulaması ve Android cihazlarındaki Google Now bu yaklaşımın başarılı denebilecek örnekleri. Bu teknolojiler sayesinde sesli komutlarla telefonunuzun istediğiniz kişiyi aramasını, mesaj göndermesini, sesli olarak dikte ettiğiniz mesajınızı yazıya çevirmesini, gelen mesajlarınızı sesli okumasını, uygulamaları açıp kapamasını, alarmınızı ve hatırlatmalarınızı kaydetmesini ve daha birçok temel “akıllı telefon” işlevlerini yerine getirmesini sağlayabiliyorsunuz... ama “anlamak” dendiğinde sadece söyleneni yapmak yeterli değil. Bu teknolojiler ve benzerleri çok daha ötesini hedefliyor. Ne de olsa iyi bir asistan sadece söyleneni yapan değil, gerçek ihtiyacı anlayıp ona göre önerilerle ve ek gerekli yapılması gereken adımlarla çözüm getirendir.

Bir örnek düşünelim... Dışarıdan yemek siparişi vereceksiniz. Bu konuda akıllı telefonunuz size yardımcı olabilir. Önce ne yemek istediğinize karar verirsiniz, nereden sipariş edeceğinize karar verirsiniz, emin değilseniz internet üzerinden arayarak alternatiflere bakarsınız, sonra direk karar verdiğiniz restoranın sitesinden veya başka yemek sipariş sitelerinden veya internetten bulacağınız telefon numarasını arayarak siparişinizi verebilirsiniz. Peki bu süreç başka nasıl gelişebilirdi? Telefonunuza yemek sipariş etmek isteğinizi söyler ve önerilerini sorarsınız. Telefonunuz daha önce verdiğiniz siparişlerden yola çıkarak nelerden hoşlandığınızı ve bulunduğunuz bölgeye yakın, eve teslimat yapan restoranlardan sizin zevkinize hitap edenleri belirler. Bunun da ötesinde farklı sitelerdeki kullanıcı yorum ve notlarını da değerlendirerek aralarında en iyilerini belirler. O saatte açık olmayanları eler ve size menü bilgileriyle birlikte bir kaç alternatif sunar. Siz seçeneğinizi söylediğiniz anda da, bulunduğunuz yere gelecek şekilde sizin için siparişi verir.

Bir başka senaryo da şu şekilde olabilir... Eşinizle sinemaya gitmek istiyorsunuz. Telefonunuza tek söyleyeceğiniz bu akşam ikinizin sinemaya gitmek istediği. Telefonunuz daha önce televizyon veya internet üzerinden izlediğiniz filmlerden yola çıkarak neden hoşlanacağınızı bilir. O tarzlara uygun, daha önce izlemediğiniz filmlerin oynadığı en yakınınızdaki sinemaları ve başlama saatlerini belirler. Onunla da kalmayıp, normalde hangi saatlerde yemek yediğiniz bilgisinden de yola çıkarak sizinle hem sinema, film ve saat önerilerini, hem de çevresinde film öncesi yemek yiyebileceğiniz yer önerilerini paylaşır. Tabi ki son noktada gene sadece tercihlerinizi sözlü olarak dile getirmenizle gerekli rezervasyonları sizin için yapar.

Daha örnekler çoğaltılabilir... Size günlük ajandanızdan ve hava durumundan yola çıkarak o gün ne giyinebileceğinizi önermesi, tatil planınızı yaparken size alternatifleri sunup en uygun rezervasyonları yapması, ihtiyacınız olan en önemli haberleri sizin için filtreleyip sunması... işte tüm bunları yapabildiği noktada akıllı telefonlarımız kişisel asistanlarımız olacak...

Bu bir bilim kurgu senaryosu, bir gelecek hayali değil. Bugünün teknolojisi, böyle senaryoları gerçekleştirmeye çok yakın. Telefonumuz nerede olduğumuzu belirleyebiliyor, kişisel profil bilgilerimizden, daha önce internet üzerinde yaptıklarımızdan bizi tanıyabiliyor, kişisel ve kurumsal birçok işimiz internet aracılığı ile gerçekleştirilebiliyor, sesli komutlarla komut edilebiliyor. Telefonlarımızın tam olarak asistanlarımız haline gelmesi iki alandaki gelişimin tamamlanması ile mümkün olacak: günlük doğal konuşma dilini daha iyi anlayabilecek duruma gelmeleri ve tüm bu bilgi parçalarını, kişisel bilgi güvenliğimizi de tehlikeye atmadan, birbirine en doğru şekilde bağlayabilmeleri... ve emin olun ki bu gün çok yakın.

Mustafa İÇİL

Mustafa İçil

Mustafa İÇİL is an accomplished executive with nearly 30 years of experience in senior strategic sales and marketing roles. He has held management positions responsible for sales and marketing strategies at industry-leading companies, including Microsoft, Apple, and Google, from 1994 to 2013. Currently, he serves as a Digital Strategy and Innovation Consultant at his own firm, İÇİL Training and Consulting, which he established in 2013. Mustafa İçil is also recognized as a prominent Keynote Speaker in the field of Digital Transformation and Innovation. In addition to his professional career, he has taught "Digital Strategy" courses at renowned institutions such as Boğaziçi University and the TIAS Business School Executive MBA programs.

https://www.mustafaicil.com
Previous
Previous

Viral Olmak ya da Olmamak

Next
Next

Sosyal Medya ile CRM’in Buluştuğu Nokta... SOCIAL CRM